Skip to main content

ORUCU TAKLİT EDEN DİYET, KOLEREKTAL KANSERE UMUT OLABİLİR Mİ?

By GenelNo Comments

Farsça bir kelime olan ‘’oruç’’ sözlükte bir şeyden uzak durmak, bir şeye karşı kendini tutmak şeklinde yer almaktadır. Tüm dinlerde rastlanan oruç, bilimsel çalışmaların da ortak merak konusu. Son yıllarda yapılan çalışmaları incelerseniz ‘’Intermittent Fasting’’ veya ‘’Fasting-Mimicking Diet’’ gibi kavramları sık görürsünüz. Bu kavramlar birçok hastalık tedavisinde iyileştirici bir faktör olarak karşınızda yer alacaktır.

Umut verici yeni bir haber ise orucu taklit eden diyetin kolorektal kanseri tedavi edeceği yönünde! Gelin sizlerle biraz daha derinlemesine inceleyelim.  Kolorektal kanser dünya çapında en sık görülen üçüncü kanser olup, genellikle kötü prognoz ve tedavi direnci ile bilinmektedir. Bu nedenle kolorektal kanser tümör büyümesine karşı etkili olabilecek yeni tedavilerin belirlenmesi büyük önem taşımaktadır.

FMD (fasting-mimicking diet), ise düşük kalorili ve düşük proteinli bir diyetin periyodik olarak tüketilmesine izin veren, tıbbi olarak tasarlanmış bir programı ifade eder. Kronik kalori kısıtlaması gibi diğer diyet müdahaleleriyle karşılaştırıldığında, FMD daha güvenli, oruç benzeri etkiler elde etmeyi amaçlayan, mikro besinsel beslenme sağlayan, kalorisi kısıtlı bir diyet programıdır.

Klinik ortamda yapılan çalışmaları incelendiğimizde orucu taklit eden diyetin; tümör hücrelerinin metabolizmasını düzenlediği ve tümör hücresi büyümesini kontrol ettiği sonuçlarına ulaşmaktayız. Orucu taklit eden diyet, antitümör etkisi ile kanser hastalıkları tedavisi üzerinde olumlu ve güvenli gözükmesi aynı zamanda uygulanabilirliği ile öne çıkmaktadır. Ancak bu klinik sonuçların daha geniş çaplı çalışmalarla doğrulanması gerekir. Daha fazla insan çalışmasına ihtiyaç vardır. Bu hastaların uzun süreli aç bırakılması, mutlaka tıbbi gözetim altında gerçekleştirilmesi gereken bir uygulamadır.

Umut, bizim azığımızdır… ?

Tarafını Seç ! Aç mısın ? Susuz mu ?

By GenelNo Comments

Cevabı duyar gibiyim, çoğu zaman aç hissettiğinizi düşünebilirsiniz. Susuzluk sizin için pek kayda değer olmayabilir. Peki size susuz kaldığınız için aç hissettiğinizi söylesem, inanır mısınız ? İnanmalısınız. Suyun vücudumuz için birçok faydalı etkisi olduğunu biliyoruz. Bunlardan biri de aldığımız besinlerin sindirimi ve emilimine yardımcı olmasıdır. Su tüketimi eksikliğinde sindirim ve emilim mekanizmalarının bozulduğunu bilirseniz, aldığınız besinin size gerekli enerjiyi sağlamadığını da bilmeniz gerekecektir. Hatta ne kadar fazla tüketirseniz tüketin bu durum değişmez ve devamlı aç hissedebilirsiniz. ‘’Yiyorum yiyorum, doymuyorum’’ efsanesi herhangi bir kronik rahatsızlığınız yoksa su eksikliğinden geliyor olabilir. Danışanlarıma hep vermekte olduğum tavsiyeyi sizlerle de paylaşmak istiyorum. Aç hissettiğinizde önce 1-2 bardak su için. O zaman gerçek açlık mı, sahte açlık mı bunu ayırabilirsiniz.

Benim günlük toplam içmem su miktarı ne kadar diye merak ederseniz, size şu pratik bilgiyi verebilirim. Günde, kilonuz başına 35 ml miktarında su tüketmelisiniz. Bu arada sıvı ve su ayrımını da yapmayı unutmayın. Çay, kahve, maden suyu, meyve suyu vb. içecekleri sıvı olarak sınıflandırırken, su ise ayrıdır. Sıvı grubuna dahil değildir. ‘’Senin yerin ayrı’’.. Bu cümleyi su için söylemiş olabilirler değil mi ?

O zaman hesaplar yapılsın, günlük su hedefleri konsun ve açlık gözünüzü korkutmasın..

Neden Kilo Alamıyorsun ?

By GenelNo Comments

‘’Neden kilo alamıyor olabilirsin ? ’’ sorusundan önce ‘’zayıflık’’ kavramını öğrenelim. Eğer bu tanıma uyuyorsanız zayıflığınızın sebeplerini öğrendikten sonra kendinizi çözümü için adım atar bulacaksınız. Zayıflık, BKI değerinizin yani kilonuzun boyunuzun karesine olan oranının 18,5 kg/m2’nin altında olma durumu olarak tanımlanır. Zayıflığa sebep olabilecek faktörleri ise şu şekilde sıralayabiliriz:

  • Diyetle alınan günlük toplam enerjinin harcanan enerjiden daha az olması durumu
  • Emilim ve sindirim sisteminde bozukluk
  • Tiroid bezlerinin fazla çalışması
  • Fazla fiziksel aktivite
  • Kilo alma korkusu
  • Uyku bozuklukları
  • Uzun süre açlık
  • İştahsızık
  • Bağırsak paraziti
  • Aşırı stres
  • Aşırı enerji kaybı
  • Bazı ilaçlar

Beslenme düzeninizin bozuk olduğunu düşünüyorsanız mutlaka bir diyetisyen kontrolünde sağlıklı beslenme programı uygulamalısınız. Kilo almak demek çok yemek ya da sağlıksız beslenmek demek değildir. Kilo almak için sağlıklı tercihler ve uygun porsiyonlar bizim kilit noktamızdır. Kilo alma programlarında bazı besin ögeleri ise fayda sağlaması bakımından ön plandadır. Beslenmenizi sorguladıktan sonra hala kilo alamıyorsanız altta yatan sağlık problemleri için doktorunuza detaylı muayene olmalısınız.

Baklagillerin Parlayan Yıldızı: Maş Fasulyesi

By GenelNo Comments

Neden baklagillerin parlayan yıldızı ? Önce tanıyalım, sonra nedenlerini sıralayalım. Maş fasulyesi (Vigna radiata L.) Hindistan menşeili, yaygın olarak Asya, Afrika, Amerika ve Avustralya’da tüketilen, genellikle yeşil veya sarı renkli olan besleyici değeri yüksek baklagillerdendir. Maş fasulyesi, mercimekten sonra en yüksek protein içeriğine sahip ve bununla beraber kanser önleyici etki gösteren tokoferoller ve E vitaminini de içermektedir. Diğer baklagillere kıyasla maş fasulyesinin sindirimi daha kolaydır. Maş fasulyesi, gaz oluşumu yapmaz. Vitamin ve mineral (kalsiyum, vitamin A, vitamin C, B vitaminleri, demir, folat ve çinko)  yönünden ise oldukça zengindir.

Özellikle kolesterol hastalarına vereceğim güzel bir haberim var! Kolesterol düzeylerinizi iyileştirmek veya korumak istiyorsanız, maş fasulyesini düzenli olarak bir dengeli diyetin bir parçası olarak tüketmek faydalı olacaktır. Maş fasulyesinin kolesterole katkısı nasıl olur ?

  1. Yüksek Lif İçeriği: Maş fasulyesi, yüksek miktarda lif içerir. Lif, LDL (“kötü”) kolesterol seviyelerini azaltmada yardımcı olabilir. Ayrıca, lifin sindirim sürecini düzenleyerek kan şekerini dengede tutması, kolesterolü de olumlu yönde etkileyebilir.
  2. Düşük Yağ İçeriği: Maş fasulyesi, düşük doymuş yağ içeriğine sahiptir. Düşük doymuş yağ tüketimi, kolesterol seviyelerinin düşmesine yardımcı olabilir.
  3. Fitol: Maş fasulyesi, fitol adı verilen bir bileşiği içerir. Fitol, kolesterolün emilimini azaltabilir ve bu da kolesterol seviyelerini düşürebilir.
  4. Antioksidanlar: Maş fasulyesi, vücuda zarar veren serbest radikallere karşı savaşan antioksidanlar içerir. Bu, kolesterol oksidasyonunu engellemeye yardımcı olabilir.

Faydaları ile gözümüzü kamaştıran maş fasulyesinin tüketimi ile ilgili bazı hususlara ise dikkat etmekte fayda var. Bunlar nelerdir ?

  • Pişirme Yöntemi: Maş fasulyesini aşırı yağlı pişirirseniz, özellikle zayıflama hedefiniz varsa bunu engelleyebilirsiniz.
  • Porsiyon Kontrolü: Herhangi bir yiyeceği aşırı miktarda tüketmek kilo alımına neden olabilir. Maş fasulyesi dahil, porsiyonlarınızı kontrol etmeye özen gösterin.
  • Dengeli Bir Diyetin Parçası Olmalı: Tek bir besine mucize olarak bakmamalı, diğer besinlerle kombine olduğunda faydasını vereceğini bilirseniz beslenmenizde çeşitlilik sağlamış olursunuz. Sadece maş fasulyesi tüketmek yeterli değildir. Dengeli bir diyet planı oluşturmalısınız.

Unutmayın, besinler bizim ilacımızdır. Fayda ya da zararı belirleyecek olan dozudur..

Masa Başı Çalışanlar İçin Beslenme Önerileri

By GenelNo Comments

Kıymetli masa başı çalışanlarımız, gün içinde enerjinizi toparlamakta güçlük çekiyor bir türlü işinize odaklanamıyor, beslenmenizin günden güne sağlıksız bir hal aldığını düşünüyorsanız vereceğim tavsiyeleri göz ardı etmeyin. En başta beslenme düzeniniz sağlıklı ve dengeli bir şekilde planlanmalıdır. Uzun süre masa başında çalışan sizler, hareketsizlik nedeniyle kilo alabilir ve bu durum bazı sağlık sorunlarına sebep olabilir. İşte sizler için etkili bazı öneriler:

  • Kahvaltıyı Atlamayın: Sabah kahvaltısı, günün en önemli öğünlerinden biridir. Sağlıklı bir kahvaltı, metabolizmanızı hızlandırır ve gün boyunca enerjik kalmanıza yardımcı olur.
  • Düzenli Ara Öğünler: Ana öğünler arasında sağlıklı ara öğünler tüketmek kan şekerinizi dengeler ve açlık hissini kontrol altında tutar. Fındık, yoğurt, meyve veya sebzeler ara öğün seçenekleridir.
  • Bol Su İçin: Yeterli su içmek, odaklanmayı artırır ve sindirimi iyileştirir. Gün boyunca bol su tüketmeye özen gösterin.
  • Taze Meyve ve Sebzeler: Düzenli olarak meyve ve sebze tüketmek, vitaminler, mineraller ve lif alımını artırır. Bunlar sindirim sağlığına katkıda bulunur ve bağışıklık sistemini güçlendirir.
  • Tam Tahıllar: Beyaz un ve işlenmiş tahıllar yerine, tam tahıl ürünleri tercih edin. Bu, kan şekerinizi dengede tutar ve uzun süreli enerji sağlar.
  • Protein Kaynakları: Et, tavuk, balık, tofu veya baklagiller gibi sağlıklı protein kaynakları, kaslarınızı güçlendirmeye yardımcı olur ve tokluk hissini artırır.
  • Dikkatli Atıştırmalar: Abur cubur, cips, şekerli içecekler gibi sağlıksız atıştırmalıklardan kaçının. Sağlıklı atıştırmalık seçenekleri arasında fındık, yoğurt, tam tahıllı krakerler ve taze meyve bulunur.
  • Porsiyon Kontrolü: Porsiyonları kontrol altında tutmak, aşırı yeme riskini azaltır. Yemeklerinizi küçük tabaklarda servis ederek porsiyonları gözlemleyebilirsiniz.
  • Kahve ve Çay Tüketimine Dikkat: Kafeinli içecekleri aşırı tüketmek, uykusuzluğa ve kaygıya neden olabilir. Kahve ve çay tüketimini sınırlamak önemlidir.
  • Egzersiz: Masa başında çalışanlar, düzenli egzersiz programlarına katılarak hareket etmelidirler. Egzersiz, genel sağlığı destekler ve kilo kontrolüne yardımcı olur.

Böylece sağlıklı bir beslenme alışkanlığı geliştirmek, hareketsiz olmanıza rağmen enerji seviyenizi yükseltir, odaklanmayı artırır ve genel sağlığı destekler. Bu noktada bir beslenme uzmanından destek almak yolculuğunuzu keyifli ve kolay kılar. Sağlıkla geçireceğiniz iş hayatınız için biz hep buradayız.

Zayiflik Takintisi

By Genel

Çok sefer duydunuz belki de. Çocuğunuzdan, komşunuzdan, arkadaşınızdan, eşinizden.. Bu liste uzar gider. Ne olduğunu öğrenirsen nasıl yaklaşacağını da bilirsin. Ya da sen de varsa böyle bir takıntı kendine yaklaşmanı, çözmeni, doğruya yönlenmeni sağlasın diye yazıyorum. Zayıflık takıntısı, kişinin vücut ağırlığı ve görünümü hakkında aşırı kaygıya sahip olması ve bu konuyla sürekli olarak obsesif düşüncelere kapılması durumunu ifade eder. Bu takıntı, genellikle vücut imajıyla ilgili olumsuz bir algıya sahip olan kişilerde görülür ve çoğu zaman kendini değerlendirme ile ilgilidir.

Zayıflık takıntısı olan kişiler, vücutlarını sürekli olarak kontrol etmeye çalışabilir, kilo verme diyetleri ve egzersizler konusunda aşırı titiz olabilirler. Bu durum, kişinin sosyal ve kişisel yaşamını olumsuz etkileyebilir ve ciddi bir yeme bozukluğu olan anoreksiya nervoza ile ilişkilendirilebilir.

Özellikle son yıllarda ergenlik döneminde bu durumun arttığını görüyoruz. Bu noktada ebebevynlere önemli rol düşüyor. Çocuklar, anne ve baba davranışlarını taklit ederler. Dolayısıyla kendi bedeninizi ve beslenme alışkanlıklarınızı olumlu bir şekilde göstererek, sağlıklı bir örnek olun. Kendi vücut imajınızı ve yeme alışkanlıklarınızı olumlu bir şekilde yansıtın.

Çocuklardaki zayıflık takıntısını yenmek ve sağlıklı bir vücut imajı geliştirmek için çocukların nasıl beslenmesi gerektiği konusunda bazı önemli noktalar şunlar:

  1. Denge ve Çeşitlilik: Çocuklar için sağlıklı beslenmenin temeli, dengeli ve çeşitli bir diyet oluşturmaktır. Farklı besin gruplarından yeterli miktarda yiyecek tüketmelerine yardımcı olun.
  2. Sabah Kahvaltısı: Sabah kahvaltısı, günün en önemli öğünlerinden biridir. Çocuklarınıza protein, kompleks karbonhidratlar ve lif içeren kahvaltılar sunarak güne enerjik bir başlangıç yapmalarını sağlayın.
  3. Sağlıklı Atıştırmalıklar: Açlık hissetmeleri durumunda, çocuklarınıza sağlıklı atıştırmalıklar sunun. Meyve, yoğurt, fındık, havuç veya tam tahıllı krakerler gibi sağlıklı seçenekler tercih edilebilir.
  4. Fast Food ve Hazır Yiyeceklerden Kaçının: Fast food ve işlenmiş gıdalardan mümkün olduğunca uzak durun. Bu tür gıdalar genellikle sağlıksız yağlar, tuz ve şeker içerir.
  5. Su Tüketimi: Su içmeyi teşvik edin. İyi hidrasyon, vücut fonksiyonlarını düzenler ve enerji seviyelerini korur.
  6. Öğün Zamanları: Düzenli öğün saatleri belirleyin ve çocuklara bu saatlerde yemek yemeleri gerektiğini öğretin. Atıştırmalar arasında aşırı yemekten kaçının.
  7. Besin Değerleri: Besin etiketlerini okumayı öğretin. Çocuklara, gıda ambalajlarındaki besin değerlerini ve içerikleri anlamalarını öğretmek, daha sağlıklı seçimler yapmalarına yardımcı olabilir.
  8. Aile İçi Yemek Zamanları: Ailece yemek yemek, aile bağlarını güçlendirmenin yanı sıra sağlıklı yeme alışkanlıkları kazandırabilir.
  9. Duygusal Yeme ile Başa Çıkmak: Çocuklarınıza duygusal yeme yerine başka yollarla duygusal zorluklarla başa çıkmayı öğretin. Duygusal ihtiyaçlarını paylaşmalarına ve konuşmalarına destek olun.
  10. Profesyonel Yardım: Eğer çocuğunuzun zayıflık takıntısı veya beslenme alışkanlıkları ciddi bir şekilde sağlığını etkiliyorsa, bir uzmandan yardım alın. Bir pediatrist veya diyetisyen, çocuğunuzun özel ihtiyaçlarına uygun bir beslenme planı oluşturmanıza yardımcı olabilir.

Unutmayın ki çocuklarınıza sağlıklı beslenme alışkanlıklarını öğretmek, onların sağlıklı bir vücut imajını ve olumlu bir ilişkiyi geliştirmelerine yardımcı olabilir. Ayrıca, çocukların bireysel ihtiyaçlarını ve vücut tiplerini kabul etmelerine destek vermek de önemlidir.

Okul Dönemi̇nde Çocuklarda Beslenme

By Genel

Günlük hayatta karşılaştığımız herhangi bir fiziksel veya psikolojik uyaran karşısında vücudun gerekli uyumu sağlayabilmek adına ruhsal ve bedensel olarak harekete geçmesi olarak tanımlanan stres; fiziksel, duygusal, zihinsel ve sosyal yönden bireyleri etkileyebilmektedir. Stres, duygusal yönden bireyin yemek yeme davranışını etkiler ve birçok yeme davranış bozukluğunu beraberinde getirir. Stres ile gelişen yeme davranış bozukluğu kabızlık, ishal, aşırı kilo alma, kilo kaybı ve baş dönmesi gibi çeşitli sağlık sorunlarına sebep olabilmektedir. Yapılan çalışmalara göre stres yükünün yoğun olduğu sınav döneminde öğrencilerin %75’ inin beslenme alışkanlıklarının değiştiğini ve bu durumun çeşitli sağlık sorunlarına neden olduğunu göstermektedir. Doğru, yeterli ve dengeli beslenme ile çeşitli sağlık sorunlarının önüne geçebilir ve başarılı bir performans sağlayabilirsiniz.

B Grubu Vitaminler Strese Karşı Koruyor, Zihinsel Performansı Artırıyor

Sınav döneminde sağlıklı beslenme; beyin ve sinir sistemi sağlığını korumak, zihinsel ve bilişsel fonksiyonun artışını sağlamak için en önemli faktörlerdendir. Öğrencilerin B grubu vitaminlere günlük beslenmesinde nasıl yer vereceklerine dair püf noktalar ise şu şekilde sıralanabilir:

  • Tahıl ürünleri, kurubaklagil, süt ve türevleri, et, tavuk, balık, yumurta, taze sebze ve meyvelerin tüketimi düzenli olmalıdır.
  • Sınav hazırlık dönemi boyunca sabahları 2-3 adet ceviz içi ya da 6-7 adet badem tüketilebilir.
  • Kaygıyla mücadelede ve bilişsel fonksiyonların artışında etkili zengin omega-3 kaynağı olan balık, haftada en az iki kez tüketilmelidir.
  • Sebze yemeği pişirirken kullanılan su miktarını sınırlamak ve besinleri ısıtma süresini azaltmak vitamin kaybını en aza indirmek için gereklidir.

Zihin Açan Besinler

Dinlenme anında bile günlük alınan enerjinin %20-30’ unu kullanan, yoğun aktiviteye sahip bir organ olan beyin, enerji ve besin ögesine oldukça fazla ihtiyaç duyar. Beynin ihtiyaç duyduğu enerji ve besin ögesini karşılamak adına tüketilen bu başlıca besinler ise beyin fonksiyonlarını olumlu yönde etkilemektedir.

  • Fındık, fıstık, ceviz gibi yağlı tohumlar
  • Balık (özellikle somon balığı)
  • Yoğurt
  • Yaban mersini
  • Portakal, mandalina, greyfurt
  • Havuç
  • Nar
  • Zencefil
  • Kimyon

Kahvaltının Başarı ile Bir İlgisi Olmalı 

Kahvaltı, gece boyu uzun bir açlıktan sonra en alt düzeylere inen kan şekerinin dengelenmesi ve güne hem zihinsel hem fiziksel bir güç ile başlamanın anahtarı olması sebebiyle bizim için çok önemlidir. Kahvaltının bilişsel performansı arttırdığı, motivasyon ve öğrenme üzerine olumlu etkilerinin olduğu yapılan çalışmalarla kanıtlandığına göre özellikle sınav dönemi öğrencileri için kahvaltı kaçınılmaz bir yardımcıdır. Her gün doğru tercihlerle, besin gruplarını (karbonhidrat, protein , yağ, vitamin ve mineraller) dengeli bir şekilde içinde barındıran tam tahıllı ekmek, süt, peynir veya yumurta, taze sebze ve meyveler, pekmez, reçel veya bal gibi yiyeceklerden oluşan veya yoğurt/süt, yulaf, keten tohumu, taze veya kuru meyvelerden oluşan besleyici bir kahvaltı tercih ettiğinizde başarıya giden yolda kahvaltıyı yanınızda en büyük yardımcı olarak bulacaksınız.

Ara Öğünler Sizi Zinde Tutar

Sınav döneminde 3 ana öğün ve kişinin ihtiyacına göre 2 veya 3 ara öğün şeklinde bir beslenme düzeni kan şekerinin hızlı iniş ve çıkışlarını düzenlemek, dağılan dikkati ve azalan motiveyi geri kazanmak için bir kurtarıcıdır. Bu dönemde öğün atlamaya sebep olacak fazla miktarda tüketilen sağlıksız atıştırmalıkların ve kan şekerinde dengesizliğe, dikkat dağınıklığı ve beraberinde uykuya neden olacak basit şekerli karbonhidratların (şeker, tatlı, hazır gıdalar, beyaz ekmek, hamur işleri, makarna vb.) tüketiminden kaçınılmalıdır. Uzun süre tokluk sağlamak ve zinde kalmak için ara öğünlerde lifli besinlere (meyve, sebze, tam tahıllı ürünler) yer vererek hem sindirim sistemi hem de sinir sisteminiz adına kıymetli bir seçim yapmış olursunuz.

Sağlıklı Ara Öğün Alternatifleri 

  • Taze meyve, süt, Kuru kayısı, ceviz içi
  • Tam buğday/tam tahıl/çavdar ekmeği, beyaz peynir, mevsim  yeşillikleri (dereotu, roka, maydanoz, kıvırcık,..)
  • Galeta, kefir
  • Simit, lor peyniri
  • Hurma, süt

Su Tüketimine Özen Gösterin

Su, vücuda sağladığı pek çok faydanın yanında beyin fonksiyonlarının da düzenli çalışmasında en etkili kaynaklardan biridir. Yetersiz tüketildiğinde baş ağrısı, motivasyon bozukluğu, algılamada güçlük, hızlı yorulma ve çalışma süresinde kısalma gibi etkilere sebep olmaktadır. Bu durum arkasına fiziksel ve mental gücü alarak başarı elde etmek isteyenlerin su içmek için susamayı beklememesi gerektiğini ortaya koymaktadır. İhtiyaca göre değişmekle beraber fiziksel ve mental sistemde oluşan herhangi bir aksamanın ders çalışmaya engel oluşturmaması adına günde en az 8-12 bardak su içilmesi gerekmektedir.

Kafeine Dikkat

Kafein içeren besinler (kahve, çay, kolalı içecekler, enerji içecekleri, çikolatalı besinler) fazla tüketildiği takdirde huzursuzluk, uykusuzluk, heyecan, sık idrara çıkma ve baş ağrısı gibi belirtilere neden olmaktadır. Sınav dönemlerinde yorgunluğu azaltmak, bilişsel performansı arttırmak amacıyla en çok tercih edilen içeceklerden kahvenin ancak yeterli tüketimi (günlük 2 fincan) sağladığı yararı gölgelemez. 

Paketli Gıdalar Anlık Mutluluk Sağlar, Peki ya Sonrası ?

Stresin beyin bölgelerinde uzun süreli etkisi yağlanmada artışa ve obeziteye yol açabilmektedir. Peki bunu nasıl yapıyor? Fiziksel bir açlık yaşamadığınız halde stres, depresyon, kızgınlık gibi duygu durumlarına tepki ve cevap olarak ödüllendirme hissini teşvik eden paketli gıdaları masum göstererek veya mutluluk garantisi vererek bunun bir döngü halini almasına neden oluyor. Vücudumuzda doğal işleyen bu döngüyü şimdi öğrendiğinize göre paketli gıdaları varlığıyla içinde bir hazine barındıran (serotonin/mutluluk hormonu) gerçek besinlerle değiştirmenin tam zamanı… 

Serotonin (Mutluluk Hormonu) Salgılayan Besinler

 

  • Somon balığı
  • Hindi eti
  • yumurta
  • ceviz, fındık
  • Süt ve süt ürünleri
  • Kuru meyveler
  • Ispanak
  • Muz, ananas, erik
  • Bitter çikolata

Sınavdan Bir Gün Öncesi ve Sınav Sabahı İçin Tavsiyeler

  • Daha önce denemediğiniz bir besini sınavdan bir gün önce denemeyiniz, sindirim sisteminde ve bağırsak düzeninde rahatsızlığa yol açabilir.
  • Dışarıda yemek yerine evde az yağ ile pişirilmiş yiyecekleri tercih ediniz.
  • Gaz yapma ihtimali olan (kurubaklagiller, gazlı içecekler, brokoli, lahana) yiyecek ve içeceklerden uzak durunuz.
  • Kaliteli bir uyku için çay, kahve yerine rahatlatıcı bitki çaylarını (papatya çayı gibi) tercih ediniz.
  • Şeker içeren gıdalar kan şekeri dengelerinde, uyku ve bağırsak düzeninde bozulmaya sebebiyet verebileceği için sınavdan bir gün önce tatlı ihtiyacınızı kuru meyveler, sütlü veya meyveli tatlılarla gidermeye çalışınız.
  • Başarıya giden yolda en büyük yardımcı olarak nitelendirdiğimiz kahvaltı sınav sabahı mutlaka yapılmalıdır. Uzun süredir tüketilmeyen, hiç denenmeyen ve sevilmeyen besinler yerine alışık olduğunuz, sevdiğiniz sağlıklı besinleri tüketmeye çalışınız.
  • Sınav sabahı açma ve poğaça gibi yağlı gıdalar susamaya ve midede rahatsızlığa sebep olabileceği için tercih edilmemelidir.
  • Sınav sabahı çikolata gibi dikkat dağınıklığına ve kan şekerinde ani değişimlere sebep olan şekerli gıdalardan uzak durulmalıdır. Şekerli gıdalar yerine kuru meyveler tercih edilebilir.